Öncelikle belirtmek gerekirse, bir mühendis adayı olarak bu yayınımda yazdıklarımı kafama çok takmış bir insanım. BİAS Mühendislik'te Test ve Prototip Müdürü olan Timuçin Bayram'ın bir seminerine katılmıştım bundan hemen hemen 1 yıl önce. Zaten yayın başlığı da o seminerden. Çok iyi hatırlıyorum. Seminere başlamadan önce; "umarım bu seminer sizin hayatınızı değiştirecek olan seminerdir." demişti ve o günden sonra hayat felsefem,olaylara bakış açım falan değişime girdi. Neyse buraları çok uzatmayayım,direkt konuya gireyim. Size birkaç bilgi vereyim:
-Ülkemizde 44 adet çimento fabrikası var.
-Çimento, çevreye çok zarar veren tesislerden biri.
-Fransa'da 59 adet nükleer santral var.
-Ülkemizde hiç nükleer santral yok ve yapılmasına toplum olarak karşı çıkmaktayız.
-Fransa'da ise hiç çimento fabrikası yok.
-Fakat Fransa çimentoda dünya lideri.
-Bize dedikleri şey : "Nükleer santral çevre için çok tehlikeli." Ayrıca tam bir sayı hatırlamıyorum ama yaklaşık 80 kadar da Amerika'da var. Almanya da aynı şekilde.
-Ve bu ülkeler, ülkelerinde çimento fabrikası kurulmasına izin vermiyorlar; çünkü nükleer santrallerden çok daha fazla çevreyi kirletiyor. Oysa bizim ülkemizde 44 tane var. Ne acı bir durum.
Yorum yapıp da yazıyı çok uzatmak istemiyorum. Herkes kendi yorumunu yapar zaten. Şimdi ise başka konulara geçelim.
-İsveçli Gideon Sundback -ismini duyanlar vardır elbette- Amerika'da bir Ar-Ge firmasında çalışırken bulmuş olduğu fermuarı geliştirebilmek için tam 30 yıl uğraşmıştır. Düşünsenize sadece 30 yıl sırf fermuar için Ar-Ge yapmışlar. Neyse yorum yine sizin.
-Gel gelelim Devrim Arabaları'na. Tarih 16 Haziran 1961. Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendisleri Ankara'da düzenlenen bir toplantıya çağırılıyor ve kendilerinden 29 Ekim 1961 tarihine kadar (yani sadece 4.5 ay içinde) ordunun cadde binek ihtiyacını karşılamak için bir otomobil tipinin yapılması isteniyor. Ayrılan ödenek ise 1.400.000 TL.
NOT: Adamlar 30 yılda fermuar için Ar-Ge yaparlarken Devrim Arabaları için istenen süre ise sadece 4.5 ay. Üstelik elde avuçta olan bir çalışma da yok. Yani hiçten yola çıkılarak sadece 4.5 ay tanınan bir süre.Bu arada Devrim Arabaları filmini izlemeyen varsa izlesin.
-Türkiye'de ilk patent kanunu 1879 senesinde çıkarılmış ve o günden 1992 yılına kadar toplam 25000 patent tescil edilmiş. Bu arada patent dediğimiz şey Ar-Ge faaliyetleri sonucunda aldığımız meyvelerdir. Ar-Ge'nin altını da çizdim,tamamdır.
-ABD'de haftada 1800 patent tescil edilmekte. Burada da haftada kelimesinin altını çiziyorum.Artık siz düşünün; "biz neredeyiz onlar nerede?" diye.
-Bu patentlerin %80'ini üniversite ve şirketlerin Ar-Ge birimleri almakta. Şimdi kendinize sorun bakalım; "Türkiye'de üniversite ve sanayi işbirliği var mı?" diye. Ben size söyleyeyim,malesef ki yok.
PATENTİN ÖNEMİ:
Dünyada 1 kg ürünün fiyatı nedir?
-Beton 1 cent.
-Çimento 5 cent. ( Ülkemizde 44 tane çimento fabrikası vardı değil mi? Hıh napıyoruz ki biz zaten? Kilosu 5 cent ve de çevreye verdiği zararın haddi hesabı yok. Daha çok şey yazarım da neyse.)
-Demir-Çelik 50 cent. (Ereğli'de demir-çelik fabrikamız var ve acayip bir şekilde gurur duyuyoruz.Zaten seminerde de Timuçin Bayram demir-çelik fabrikamız için, 'ben olsam bugün kapatırdım.' demişti.)
-Alüminyum 1.5 dolar. (Bu arada evet,alüminyum tesislerimiz de var hani yok değil.)
-Otomobil 10 dolar -100 dolar (Biz hala üretsek mi üretmesek mi onu tartışıyoruz.)
-Yolcu uçağı 100 dolar - 1000 dolar (Yolcu uçağı bile üretmek o kadar karlı değil. Gerçi ulaştırma bakanımız yolcu uçağı üretebilmemiz için, '20 sene gerekiyor' demişti. Değmez abi hiç.20 sene sonra bunun fiyatı düşecek zaten. Hiç üretme daha iyi.)
-Savaş helikopteri 2000 dolar - 3000 dolar ( Aslında yine öyle aman amanlık bir durum yok. Hee ama tabi beton,çimento falan üretmekten iyidir yani. Diyecek lafım yok valla.)
-Cep telefonu 4000 dolar (Bu arada SAMSUNG Firması'nın 65000 patenti olduğunu biliyor muydunuz? Heeey heeeey. Hepimiz de kullanıyoruz SAMSUNG markalı telefonları.Adamlar nereden nereye geldiler.Silip geçtiler. Ne oldu bir zamanların modası Nokia'ya? Patentler önemli şeyler arkadaşlar.)
-Savaş uçağı ve ilaç 10000 dolar. (İkisini de üretmiyoruz. 1 kilo ilaç almak için 10000 dolar verdiğimiz doğrudur. Sahi ya biz kilosunu kaça satıyorduk şu çimentoların?)
-Uydu 100000 dolar. (Bırakın otomobil üretsek mi üretmesek mi tartışmalarını da gelin uydu üretelim.)
-Mikro ve Nano Yonga 4 milyon dolar. ( Seminerin bu kısmını da unutmuyorum. Timuçin Bayram aynen şöyle demişti: "Arkadaşlar, gelecek geldi.Adamlar artık mikro ve nano yonga üretiyolar. Bunun nolduğunu gelin dışarıda insanlara soralım bilen biri çıkmaz.Gelecek işte böyle oluşuyor." Bu sözleri çivi gibi çaktım aklıma işte o zamanlarda.)
Aslında daha çok şey var da yeterli şimdilik bu kadarı. Beyler,bayanlar,tüm mühendis adayları -ne mühendisi olduğunuzun bir önemi yok- farkındalık yaratmak zorundayız. Bazı şeylerin farkına varmak zorundayız. Yarın öbür gün mühendis adaylığından çıkıp da mühendis olduğumuzda, mühendislik kavramının hakkını sonuna kadar vermek zorundayız. Bu bizim gayemiz,bu bizim mesleğimiz. Zamanı geldiğinde elimizi taşın altına seve seve koymalıyız. Zaten her şey 'farkındalık' kelimesinde başlayıp yine aynı kelimede bitmiyor mu?
R.B
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder